Gerçekten dinlemek, gerçekten dinlenmek, sevginin, ilginin, şefkatin gerçek tezahürüdür. Önyargıların, arzuların, isteklerin, deneyimlerin bir kenara bırakıldığı, kendi bildiğimizin dışına çıktığımız bir alandır. Dinleyen ve anlatan arasında gerçekleşen bu bütünlük, kendi içimizde genişlememizi ve büyümemizi sağlarken, yeni bir dünyanın da kapısını açarız.
Gerçekten dinlemek, gerçekten dinlenmek ayrıca bizim kendimizi de, karşımızdakini de açık kalplilikle kabulümüzü, olanı oduğu gibi almamızı sağlar. Bu odaklanmadır, bu meditasyondur, sevgidir, gerçek anlamda bir bütünlüktür.
― Ahmet, Burak, ne bileyim, sizin okul zaten küçük, hâlâ aynı konuyu konuşuyorsunuz!
― Anne bir dinlesen beni, Ahmet değil Max… Benim sana anlattığım şeyin içinde Ahmet değil Max vardı.
― Neyse canım, ben de bütün hepsini aklımda tutmak zorunda mıyım. Dinlemişim, olayı da biliyorum değil mi!
Bizler seçici dinleriz, istediğimizi duyar, istemediğimizi kenara koyarız. Ne yapabileceğimizi, problemi nasıl çözeceğimizi, o arada zamanın ne kadar kısıtlı olduğunu, “Hay Allah geç kaldım” diye düşünürüz. Bazen konuşmaları kısa sürede bitirdiğimiz, bazen de çözümleri baştan söylediğimiz olur.
Aynı bedenimizin farkındalığı gibi, asanalar sırasında duyduğumuz acıyı bedenimizin sesi sanırız. Ne demek istediğini, neyin farkına varmamızı istediğini, nasıl yapmamız gerektiğini dinlemeden bilinende, belirgin olanda, tanıdıkta kalırız. Oysa beden bizimle konuşur ve bize en derin sırlarını, sınırlarını anlatır, bunu sadece asanalar sırasında yapmaz, gün içinde de aynı anlatımı sürdürür.
Bedene, “Pardon son söylediklerini bir daha tekrarlar mısın” deme şansımız olmasına rağmen ve sürekli bize hatırlatma yapmasına karşın, halen duymamız gerektiğini düşündüklerimizi duyarız.
Dinlemek, gerçekten dinlenmek, zaman ister, sabır ister, cesaret ister, yeni bir bakış açısı ister, sevgi ister, merhamet ister.
Sevgi çalışma ister, sevgi emek ister, sevgi zaman ister, sevgi disiplin ister. Sevgi öğrenilmek, tanınmak, bilinmek, dikkat edilmek ve emek ister. Kendimizi sevmenin ilk adımı ise kendimizi dinlemektir. Ne zamanki kendimizi duymaya başlarız, o zaman karşımızdakileri dinlemeyi öğrenmek için ilk adımı atmaya hazır oluruz.
Kulaklarla değil, tüm bedenimizle kendimizi ve dünyayı duyabilmek niyetiyle…